Uzman Dil ve Konuşma Terapisti
Gecikmiş Dil ve Konuşma
Gecikmiş Dil ve Konuşma
Erken çocukluk dönemi, dil gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir. Okul öncesi dönem, çocukların sese yönelmekten uzun hikayelerin takibine; ağlamanın farklılaşmasından karşılıklı sohbeti sürdürebilmeye doğru alıcı ve ifade edici dil becerilerinin en hızlı geliştiği dönemdir. Tipik gelişim gösteren pek çok çocuk kendi dillerini anlama ve iletişim amaçlı kullanmayla ilgili beklenen hızda gelişme gösterse de, dil ve konuşma gecikmesi yaşayan çocuklar için durum farklıdır.
Dil ve konuşma gecikmesinde, ilk sözcükler genelde geç gelir, çocukların dili anlama ve kullanma becerileri akranlarının gerisindedir. Dil ve konuşma gecikmesi kalıtsal sebepler (ailede dil bozukluğu ya da gecikmesi olan başka bireylerin olması), çevresel uyaranların eksikliği, bilişsel yetersizlikler, otizm, genetik farklılıklar, anatomik farklılıklar, sık geçirilen hastalıklar, işitme sorunları gibi sebeplere bağlı olarak ya da tamamen bunlardan bağımsız bir şekilde ortaya çıkabilmektedir.
Çocukların dil gelişimindeki gecikmeyi anlayabilmek için ebeveynlerin tipik dil gelişimi basamaklarını takip etmeleri oldukça önemlidir. Bir yaş civarında ilk anlamlı sözcüklerin gelmesi, iki yaş civarında 2-3 sözcüklü cümleler, üç yaş civarında 3-5 sözcüklü cümleler, dört yaş civarında ise yetişkin konuşmasına benzer komplekslikte cümlelerin kullanımı tipik gelişimde beklenen ifade edici dil becerileridir.
Söz konusu becerilerde eksiklik ya da gecikmeler, çocuğun sosyal çevresi ile etkileşimini olumsuz etkilemekte, içe dönmesine ya da uygun olmayan şekillerde kendisini ifade etmeye çalışmasına; ilerleyen dönemlerde ise akademik becerilerde zorlanmaya sebep olabilmektedir. Bu nedenle, dil, konuşma ve iletişim becerilerinde gecikme gözlenen çocukların dil ve konuşma terapistlerince takibi önemlidir.
Gecikmiş Dil ve Konuşma Terapisi
Gecikmiş dil ve konuşma terapisinde, çocukların dil gelişim seviyeleri ve gecikme yaşadığı beceriler belirlenir. Değerlendirme formal testlerle yapılabileceği gibi aileden, okuldan ya da diğer bakım veren kişilerden alınan bilgiler ve gözlemler de son derece önemlidir. Değerlendirmenin ardından ebeveyn-çocuk etkileşimini güçlendirmek için terapist ve ebeveynler işbirliği içinde çalışır. Çocuğun bakımını üstlenen kişilerin kullandığı dil ve çocuğun iletişim çabalarına tepkiselliği, çevresel uyaranlar, terapilerin düzenli takibi terapinin verimliliğini etkileyen faktörlerdir.